Altın Dosya

Amirhossein Zolghadri, Türkiye'de yeniden yerleştirilmeyi bekleyen binlerce LGBTQ mülteciden biri. (Foto: Alex Migdal)

SHAHAB SHİRİ’NİN ALDIĞI BİRİNCİ TEKLİF, YAKLAŞIK $1,650’YE TEKABÜL EDEN 6,000 TÜRK LİRASI İÇİNDİ. KENDİSİNDEN İSTENEN BASİTTİ. Potansiyel müşterisinin 26 yaşındaki İran’lıdan istediği, sorulara ancak homoseksüel bir erkeğin verebileceği cevapları vermesiydi. Mesela, ilk ne zaman erkeklere ilgi duydunuz?

Shahab’ın heteroseksüel dostu ve oda arkadaşından gelen sonraki teklifler ise daha da yüksekti: Shahab’ın erkek arkadaş rolü oynaması karşılığında $5,500 ve $8,200. Niyetleri, LGBTQ sığınmacı başvurusuyla göçmen statülerini güçlendirmek ve yerleştirilmeleri için geçmesi gereken süreyi kısaltmak. Shahab’ın hikayesi Türkiye’ye sığınan binlerce LGBTQ göçmenin iyi bildiği bir hikaye.

Yaklaşık yüzde 80’i, homoseksüel erkeklerin yasal olarak cezalandırıldığı İran’dan geliyor. UNCHR yerleştirilme talepleri hakındaki kararlarını, sığınmacının ne kadar tehlike içinde olduğuna dayandırıyor. Homofobinin hala kanayan bir yara olduğu muhafazakar Türkiye’de, LGBTQ sığınmacıların önceliği var.

Bu nedenle de diğer sığınmacılara göre onlar “altın dosya”. Konuştuğumuz yarım düzine LGBTQ sığınmacıya göre, aslında heteroseksüel olan sığınmacılar, sahte iddialarla yerleştirilmelerini kolaylaştırmak için Shahab gibi LGBTQ kişilerden yardım istiyor. Bu durum, LGBTQ bireylerin başkalarının başvurusunu yazdığı ve eşleriymiş gibi davrandığı bir merdiven altı ekonomiyi körüklüyor.

2017 yılında, bütünün yüzde birinden daha azını oluşturan kabaca 15,000 kişi, Türkiye’den başka ülkelere yerleştirildiler. Bekleyenlerin sayısı arttıkça, gerçek LGBTQ göçmenler, bu sahtecilerin gerçek sığınmacıların yerini alacağından endişeliler.

Shahab Shiri sahte yerleştirme taleplerine yardım etmesi için kendisine ödeme teklif edilen bir kaç İran’lı LGBTQ bireyden biri. (Foto: Emma Loy)
 Shahab Shiri sahte yerleştirme taleplerine yardım etmesi için kendisine ödeme teklif edilen bir kaç İran’lı LGBTQ bireyden biri. (Foto: Emma Loy)

Sığınmacılar, Kanada ve ABD’de giderek daralan kotalar karşısında neredeyse her şeyi yapacak duruma gelmişler. İstanbul’un güneydoğusunda ve şehre 4 saat uzaklıktaki Eskişehir’de yaşayan homoseksüel bir İran’lı olan Mohsen*, “Sahte vakalar bir iş kolu haline geldi,” diyor. Dizüstü bilgisayarını açarak —İran devletinin Nisan sonlarında yasakladığı — , bir mesajlaşma uygulaması olan Telegram’ı ve oradan İnsan Hakları Atölyesi adlı kanalı açıyor. Yazışmalar, farklı sığınma taleplerinin nasıl üretileceğiyle ilgili adım adım yönerge veriyor.

Mohsen’e göre, bu işportacılar, — ve onlara yardım edenler — sığınma başvurusu gerçek olan kişilerin şanslarını azaltıyor. “Bence bunlar fahişe,” diyor. Sahte başvuru sahiplerinin sayısını kestirmek güç, çünkü teklifler genelde ne olduğu belirsiz online platformlarda dönüyor ve ödemeler de masa altından yapılıyor. UNHCR, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, sahte başvurularla karşılaştıklarını, ancak kesin bir sayı veremeyeceklerini söylüyorlar.

Üst düzey çalışanların göçmen başvurularının gerçekliğini araştıran UNHCR’ın Türkiye’nin sözcülerinden biri olan Selin Ünal, “Bu durumla zaman zaman karşılaşıyoruz,” diyor. Aslında garip ve zor bir durumla yüz yüzeler: Birisinin gerçekten homoseksüel olup olmadığını nasıl anlarsınız? “Biz istihbarat değiliz, polis değiliz. Ancak insanların söyledikleriyle hareket edebiliriz” diyor Ünal. Göçmen kuruluşlarının bir diğer endişesi, bu yanlış uygulamanın dillendirilmesiyle gerçekten tehlikede olan bazı grupların bozulmuş ve yozlaşmış bir durumda olduğuyla ilgili olarak ortaya çıkabilecek bazı ön yargılar.

UNHCR adına Türkiye’de sığınmacı başvurularını denetleyen Sığınmacı ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği’nin genel koordinatörü İbrahim Vurgun Kalak, “bu durum, onlar hakkında ön yargıların oluşmasına sebep oluyor,” diyor.

İran’da açıkça homoseksüel hayatı yaşamak zaten kendi başına tehlikeli. Shahab ve Mohsen gibi kişiler, tutucu yasalar aynı cinsten kişiler arasında cinsel ilişkiyi yasakladığı için kaçıyorlar. Cezalar, para cezası ödemekten hapse, oradan da idama kadar gidiyor.

Çoğunlukla aileleri tarafından dışlanıyorlar ve iş bulmakta zorlanıyorlar. Ancak çoğu, Türkiye’deki hayatı da hemen hemen aynı derece zor bulmaktan korkuyor. Shahab başka ülke yerleştirmesini beklerken iki senedir Türkiye’de takılı kalmış. Kazandığı, harcamalarına yetmeyeceği için profesyonel dansçı olma hayalini rafa kaldırmış. Lokantalarda bulaşıkçılık veya garsonluk yapmak için başvurmuş. Ancak işverenler siyah kıvırcık saçlarına, parlak dudaklarına ve uzun kirpiklerine bakış attıklarında, mesaj Shahab için açık: o işletmeye uygun değil.

Parası giderek azalmasına rağmen Shahab yüksek gelir getirecek olsa bile sahte sığınma başvurularına yardım etmeyi reddediyor. Kendisini açıkça eşcinsel olarak tanımlayan popüler Instagram hesabından en azından bir düzine teklif aldığını söylüyor. “Böyle başvurular yüzünden bir çoğumuz sıranın en arkasına itiliyoruz” diyor. “Bu bizler için büyük bir haksızlık. Aynı zamanda da en kötü para kazanma biçimi.”

Bu durum, hayatlarını sürdürebilme mücadelesindeki LGBTQ sığınmacılar için ahlaki bir açmaz oluşturuyor. Eskişehir’de yaşayan cinsiyet değiştirmiş bir kadın, Soheila, İran’dayken bir kişinin erkek arkadaşıymış gibi yapması için $600 karşılığı olan 20 milyon İran riyali teklif edildiğini söylüyor. Plan, bu kişiyle Sohelia’nın bir çift olarak Türkiye’ye gelerek, yollarını ayırmadan önce birlikte sığınma başvurusu yapması imiş. Ancak Soheila sömürüldüğünü düşündüğü için teklifi geri çevirmiş. “Tek istekleri beni kullanmaktı,” diyor.

Sahte başvurular, Türkiye’nin Eskisehir, Kayseri ve Denizli gibi muhafazakar şehirlerinde yoğunlaşan ve birbirlerine sıkı sıkıya bağlı LGBTQ göçmen grupları arasında paranoyaya yol açmış durumda.

31 yaşında, alçak sesle konuşan Raha, Kayseri’de yaşayan İran’lı bir eşcinsel, sahte başvurular yüzünden yaşadığı tecrübeler nedeniyle insanlara güvenmekte sorun yaşıyor. “İlk yaptıkları, bir eşcinsele yakınlaşmak,” diyor. “Neler söylenmesi gerektiğini öğreniyorlar. Nasıl davranmaları gerektiğini öğreniyorlar. Kendilerine soru yöneltildiğinde, referans gösterebilecekleri homoseksüel arkadaşları var. Onları kullanıyorlar.

“Raha’ya göre Türkiye’de edindiği birkaç yakın arkadaş, kendilerini başarıyla bir yerlere yerleştirmeyi başarmış sahteciler çıktı. Teker taker her biri gittikten sonra bütün ipleri kopardı. Bunlardan biri ABD’den mesaj attı: “Gerçek ibne sendin ve sen hala oradasın.”

Raha, taciz edileceği ve sahte başvurular için kullanılacağı korkusuyla Kayseri’deki küçük dairesinden nadiren çıkıyor. (Foto: Emma Loy)
 Raha, taciz edileceği ve sahte başvurular için kullanılacağı korkusuyla Kayseri’deki küçük dairesinden nadiren çıkıyor. (Foto: Emma Loy)

Bir araştırmaya gore, Türkiye’deki LGBTQ göçmenler, sık sık birbirlerinin inanırlığını test ediyorlar. Minnesota Üniversitesinde Yardımcı Doçent Doktor Sima Shakhsari tarafından 2016’da yapılan bir saha çalışması sırasında, LGBTQ sığınmacılar, araştırmacıya maço görüntüsüyle tanınan ve LGBTQ argosuna hakim olmadığı için sahteci olduğu düşünülen laat adlı kişiye dikkat etmesini söylediler. Bir başka sığınmacıyı yeterince eşcinsel görünmediği için itham ettilerse de bu ithamdan bir süre sonra vazgeçtiler.

Toronto merkezli Queer Mülteciler için İran Demiryolları adlı destek grubunun genel müdürü Arsham Parsi’ye göre bu şüpheler dedikodu kazanına dönüşüyor. Parsi zor koşullar altında yaşayan sığınmacıların içinde bulundukları durumdan başkalarını sorumlu tutma eğilimlerine dikkat çekiyor. “Kimse sistemi kötüye kullanmıyor diyemem, Tabii ki yapıyorlar,” diyor. “Ancak bu kişilerin yüzdesi çok yüksek değil.”

Parsi’nin çalıştığı kurum 2009 yılından beri 1,800 başvuruyla doğrudan ilgilendi. Bunlardan 23’ü sahtecilik olarak belirlendi. “Açıkça görülüyor ki, birisiyle 10-15 dakika konuştuğunuzda doğruyu söyleyip söylemediklerini anlayabiliyorsunuz.” Bu gibi durumlarda Parsi, insanlarla yüzleştiğini ve gerçek bir başvuru bulunmalarına yardımcı olduğunu söylüyor.

Diğer kuruluşların bu konudaki tepkileri daha az belirgin. Mayıs 2017’deki bir toplantıda, Vancouver’da faaliyet gösteren LGBTQ derneği LEGIT, Kanada hükümetinin göçmen komitesine, yüzlercesi arasından sadece bir tek başvurunun sahte olduğuna karar verdiklerini söyledi. Temsilcileri Janet Alschool, “Bu durumun bir sorun oluşturduğunu düşünmüyorum,” dedi. Winnipeg’deki Gökkuşağı Kaynak Merkezi’nden Michael Tutthill komite üyelerine bu tür vakaların “nadiren görülen, seyrek” vakalar olduğunu bildirdi.

UNHCR da aynı zamanda LGBTQ sığınmacı başvurularını değerlendirme biçimini geliştirmeye çalışıyor. Karin Michnick 2010 ve 2011 yılları arasında Ankara’da UNHCR çalışanları için verilen eğitimin başında bulunduğu zaman, değerlendirmeyi yapan çalışanların genelde genç, yeni mezun ve LGBTQ kişilerle görüşme konusunda donanımsız olduklarını gözlemiş. “Olayın büyük kısmı kişinin söylediklerine dayalı,” diyor. “Eğer LGBTQ kültürünü bilmiyorsanız veya LGBTQ kişilerin stereotipik davranışlar gösterdiğini düşünüyorsanız, değerlendirmenizde hatalar yapmanız kaçınılmaz.”

Amirhossein Zolghadri heteroseksüel erkeklerin sık sık kendisinden görüşmeyi yapanlara eşcinsel görünebilmek için ipuçları istediğini söylüyor. (Foto: Alex Migdal)
 Amirhossein Zolghadri heteroseksüel erkeklerin sık sık kendisinden görüşmeyi yapanlara eşcinsel görünebilmek için ipuçları istediğini söylüyor. (Foto: Alex Migdal)

2012 yılında UNHCR, LGBTQ taleplerinin değerlendirilebilmesi için detaylı bir yönerge yayınladı. Sorular, başvuranın çocukluğunu araştırıyor, etrafına nasıl açıldığını, aile ilişkilerini ve cinsel tarihçesini sorguluyor. “İnsanların lehine düşünmelisiniz. Ancak, öte taraftan yasal mantığın en temel ilkelerini de uygulamak durumundasınız,” diyor Micknick. “Karşınızdaki kişi tutarlı mı? Hikayesi inandırıcı mı?”

Eşcinsel göçmenler UNHCR görüşmelerinde soruları genellikle yanıtlayabildiklerini söylüyorlar. Eskişehir’de yaşayan ve LGBTQ konusunda çalışmalarıyla tanınan 21 yaşındaki İran’lı Amirhossein Zolghadri, heteroseksüel erkeklerin sık sık kendisinden görüşmeyi yapanlara eşcinsel görünebilmek için ipuçları istediğini söylüyor. “Bana, ‘BM’de tıbbi testlere tabi tutulacak mıyım? Cinsel anlamda kendimi göstermem gerekecek mi?’ türünden sorular soruyorlar. Ve aslında eşcinsel olmak hakkında hiç bir fikirleri olmadığını görüyorum.”

UNHCR, başka ülke yerleştirme kitapçığında, sahtecilik araştırmalarında göçmenlerin en iyi istihbaratı sağladıklarını söylüyor. Ancak konuştuğumuz sığınmacılar, kaygılarının çoğunlukla kulak ardı edildiğini söylüyorlar. Öte yandan, sığınmacıların kimliklerini neden yeniden yaratmak zorunda olduklarını anlıyorlar da. “Çaresizler. Hiç birini birazcık bile suçlamıyorum,” diyor Zolghadri. “Bunu yapmaya mecbur bırakan sistemin kendisi. Hepimiz kaçmak istiyoruz.”

* Bu hikayede yer alan kişilerin kimi, yetkililer tarafından sınırdışı edilmek veya gözaltına alınmak korkusuyla isimlerinin açıkça yazılmasını istemediler.

International Reporting Program UBC

Çıkış yok, UBC Gazetecilik Yüksek Lisans Okulu tarafından geliştirilen Uluslararası Raporlama Programı’nın bir projesidir.