İlişkiler Ağı

James Smith, mültecilerin her iki haftada bir giderek kayıt olmaları gereken Balıkesir polis merkezine yaklaşırken.

ABU NASHMI VE EŞİ BALIKESİR’DE OTOBÜSTEN İLK KEZ İNDİKLERİNDE KİMSEYİ TANIMIYORLARDI. DİLİ DE, NEREYE GİDECEKLERİNİ DE BİLMİYORLARDI. Üç sene sonra ise, Nashmi’nin telefonu çalıyor; bu Türk şehrine bir aile daha aynı koşullarda gelmiş demek.

Ancak bu yeni ailenin kullanabileceği bir başka kaynak daha var: Bir zamanlar onların durumunda olan binlerce göçmenin oluşturduğu sosyal ağ. Nashmi, yeni bir barınak ve yeni bir iş peşinde mücadele vermek zorunda kaldıktan sonra, sosyal medyada kentin mültecilere için bir ağ oluşturdu. Balıkesir’in Arapları adlı Facebook grubu.

Kendi üretim sektörü tarafından yönlendirilen kırsal merkezlerden olan Balıkesir gibi uydu kentler, mültecilere yaşayacakları güvenli bir ortam ve çocuklarını okula gönderebilme fırsatı sağlamakla birlikte, mültecilerin geçimlerini sağlayabilecekleri olanakları sağlamıyor. Nashmi’nin söylediğine göre, yasal olarak çalışma fırsatları çok az ayrıca ev sahipleri mültecilerin kira ödeme konusundaki kötü şöhretleri yüzünden evlerini kiralamaktan kaçınıyor.

İşi olan sığnmacının çoğu, uzun çalışma saatleri ve düşük kazanç anlamına gelen merdiven altı işlerde çalışıyor. Balıkesir’deki Irak’lılar ve diğer mültecilerin çoğu, eve yiyecek getirmekte, ısınmak için kömür almakta ve çocuklarının okul kitaplarını temin etmekte zorlanıyor. Tek destekleri birbirleri.

“2015’te buraya geldiğimde bütün mülteciler birbirinden nefret ediyordu… Kimse kimseye yardım etmiyordu” diye anlatıyor Nashmi. “Ben insanlara yardım etmeyi sevdiğim için bu grubu oluşturdum.”

Balıkesir’in Arapları bugün 3,900’den fazla üyeye sahip, günde 20’den fazla yardım isteyen post alıyor. İhtiyacı olanlar taleplerini gönderiyor, elinde ister kanepe, ister yatak, ister döşek, TV, fırın gibi fazlası olanlar, neler paylaşabileceklerini yazıyor, Nahsmi de onları alıp ihtiyacı olanlara götürüyor.

Nashmi artık bir polis memuru olmasa bile, ona baktığınızda bunu anlamak zor değil. Hemen her zaman duyguları kontrol altında, kısa kesilmiş saçları, renkli pilot gözlükleri ve siyah deri ceketi bu izlenimi tamamlıyor. Nashmi IŞİD yaşadığı şehri ele geçirdiğinde , Irak polis kuvvetlerinde yüzbaşı rütbesine kadar ulaşmış biri. Hükümet güçlerine istihbarat sağlamaya başladığını, ancak IŞİD’in bu durumdan haberi olduğunda ve akabinde başına ödül konduğunda kaçmak zorunda kaldığını anlatıyor.

Balıkesir’deki mültecilerin kimi Hristiyan, kimi Sünni, kimi Şii. Nashmi, aralarında IŞİD sempatizanları bulunabilir korkusuyla gerçek kimliğini gizli tutuyor. Sosyal medyadaki ismi “James Smith” olsa bile, dinine bakımaksızın herkesin kendine bir yer bulabildiği Balıkesir’in Arapları adına yaptığı çalışmalar ona, Arapçada “Yardımcı olan” anlamında Abu Nashmi lakabını kazandırmış.

“Sosyal medyanın başkalarına yardımcı olmak için çok iyi bir ortam olduğunu anladım. Bedava, basit ve mümkün olan en fazla kişiye ulaşabileceğiniz bir araç” diyor. İlhamını, batılı gönüllüleri, çoğunluğu Türkiye’de takılı kalmış bütün dünya mültecilerini ve sığınmacılarını buluşturan bir başka Facebook grubundan, Mülteci Dostluk Ağından aldı. Bu grubun aralarında insan hakları hukukçuları ve insani yardım çalışanlarının da bulunduğu 35,000’den fazla üyesi var ve yardıma ihtiyacı olan mültecilerin sorularını cevaplıyorlar. Sağlanan destek, yasaldan duygusala kadar değişiyor ve bazen mülteci bir “dost” tayin ediliyor.

Mülteci Dost Ağından Kanadalı yardım gönüllüsü Serena Matter, “Bazen tek istedikleri konuşabilecek birisi, dünyada hiç değilse bir kişinin umurunda olduklarını bilmek” diyor. Nashmi birkaç tane dost edinmiş, mülteci dünyasının virajlarını alırken onlarla sürekli irtibat halinde ve bağış toplama çalışmaları yürütüyor.

Nashmi grubun yöneticisi olarak çalışıyor, yazılanları çevriyor, mültecilerden gelen yardım isteklerinin geçerli olup olmadığını araştırıyor ve diğer gönüllülerin “dost” larıyla ilişkilerine yardımcı oluyor. Gruptaki bu çalışmaları Matter’in dikkatini çekmekte gecikmiyor. Matter, arta kalan vakitlerinde araştırmacılık becerilerini mültecilerin yardımcı olmak üzere harcayan, serbest çalışan bir yazar ve dijital pazarlamacı. Nashmi birkaç vaka üzerinde ona yardımcı olurken, aynı zamanda ancak bir polisken mülteci olan birinin sağlayabileceği perspektifi de kattı. Bir mültecinin Kanada’ya gelmesi için özel sponsor olmanın fırsatı çıktığında, kimi Kanada’ya getirmek istediğini çok iyi biliyordu.

“O her zaman başkalarına yardım ediyordu, ben de ona yardım etmek istedim” diyor kendisi.

Sorun, Nashmi’nin henüz yasal olarak mülteci olarak tanınmamış olması. Birisi bir ülkeye gidip de mülteci statüsü için başvuruda bulunursa, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği UNHCR onlarla görüşme yapıp bu isteklerini değerlendirene kadar sığınmacı olarak kabul ediliyorlar. Eğer istekleri gerçekten de geçerliyse, kendilerini mülteci olarak tanımlayan belgelere kavuşuyorlar. Çoğu durumda bu belgeler sponsorluk veya başka bir ülke yerleştirilmesi için gerekli. Ancak Türkiye’deki bu mülteci akını, bu süreci neredeyse durma noktasına getirmiş.

Durumun güçlüğünü anlayan Kanada, resmi mülteci statüsü olmayan Irak ve Suriye’lilerin özel kişiler tarafından sponsor edilmelerinin önünü açtı. Aralık 2016’da bu ayrıcalık altında sadece 1,000 kişinin daha Kanada’ya kabul edileceği duyuruldu. Matter başvuru paketini - 110 sayfalık belge – elinden geldiğince çabuk tamamladı. Kanada hükümetinden cevap bir ay sonra geldi; kota dolmuştu. Şu anda belge paketi Vancouver’da yangına dayanıklı bir kasanın içinde bekliyor, ve Nashmi hala Balıkesir’de.

UNHCR, başvuruların etnisite üzerinden değil, ihtiyaç açısından değerlendirildiğini söyleyerek bu iddiaları yalanlıyor. Nahsmi’nin durumu — mülteci statüsü alması, UNHCR’dan yerleştirme yardımı almadan ülkeden ve BM sisteminden çıkmasını sağlayacak — sorulduğunda cevap yine aynı.

UNHCR medya sözcüsü Selin Ünal “hassasiyet kriterlerini değerlendirmeye tabi tutuyoruz, tabii bu da vakit alıyor” diyor ve ekliyor “kendilerine burada da bir hayat kurabilirler”

Facebook grubu yalnız bir anne olan Inas’a kalacak bir yer ve eşya bulması için yardımcı oldu. (Foto: Sharon Nadeem)
 Facebook grubu yalnız bir anne olan Inas’a kalacak bir yer ve eşya bulması için yardımcı oldu. (Foto: Sharon Nadeem)

Bu durum, Balıkesir’deki Iraklılara iki yasal seçenek bırakıyor: belirsiz bir süre için şehirde kalmaya devam et veya Irak’a geri dön. Nashmi açısından tek seçeneği birincisi. Hükümet güçlerinin kontrolündeki bölgeye gitmek için evini terkettiğinde, yolda Şii polis tarafından yakalanmış ve 56 gün tutuklu kalmış. “Irak güvenli değil” diyor “Bir polis memuru olarak başka polis memurları tarafından işkence gördüm. Polis rozetim bile üstümdeydi. Pek şimdi ben nereye gideyim?”. “Ben de Türkiye’ye geldim.”

Yasadışı yaşamak veya insan kaçakçıları tarafından Avrupa’ya kaçırılmak da Nashmi’nin işine gelmiyor. Yaşadığın uydu kenti terketmek mülteci statüsü ve yeniden yerleştirilmek için yaptığı tüm başvuruları terketmek anlamına geliyor. Bu durum tehlikeli de. “Avrupa’ya (yasadışı) yollardan ulaşanların bir gelecekleri olduğuna inanmıyorum. Eninde sonunda geri gönderiliyorlar,” diyor Nashmi. “Avrupa’ya gitmek için kendimi tehlikeye atamam. Bekleyeceğim.”

Ancak ne kadar bekleyeceğini o da bilmiyor.

Nashmi şimdilik Balıkesir’in Arapları ile meşgul olsa da Kanada hala aklının bir köşesinde. “Gittiğimde sitenin ismini Kanada’nın Araplarına değiştireceğim diye şaka yapıyordum” diyor, ama yerleştirilsem bile hala grupta kalıp yardım etmeye devam edeceğim” diyor.

International Reporting Program UBC

Çıkış yok, UBC Gazetecilik Yüksek Lisans Okulu tarafından geliştirilen Uluslararası Raporlama Programı’nın bir projesidir.